- Geçen gün ne aldın sen?
- Kulaklık aldım. N'oldu ki?
- E yok muydu senin kulaklığın?
- Vardı ama bu telefon kılıfıma uyuyordu. Çokta hoşuma gitti, aldım.
- Diderot Etkisi diyorsun yani?
- Yani? - Arzudan doğan, uyuma dönüşen tepki. Diderot'un "Eski Sabahlığım İçin Pişmanlığım"eserini yazma sebebi... Bir sabahlık ile başlayıp ona uyuyor diye bir eşyasını değiştiriyor ve bu döngü bütün odadaki eşyaların uyumuna bağlanırken borç batağına giriyor. - Sırf bir uyum yüzünden mi bunlar? - Sana da tüketim toplumumuzu hatırlatmıyor mu? - Diderot etkisi hepimizi sarmalamış o zaman. Kahve bile alırken dikkat eden toplumuz. Ne kadar benzerlik var işte! -Bir yandan engel de olamıyorsun. Çünkü uyumsuzluğa karşı hastalık üretmiş gibiyiz. Ee tabi alma arzusu da ürün aldıkça artan bir şey... Durduramıyoruz. İstisnalar dışında uyumsuz olan her eşya ister istemez gözümüze batar. - Aynen öyle. Tüketim çemberi içinde debelenip duruyoruz. - Bitiyoruz.
10 Comments
Diderot etkisi harika bir anlatım. Bu tarzini sevdim devamini nerakla bekliyorum
çok teşekkür ederim.
nasıl da doğru bir noktaya değinmişsin
içimizde bir alışveriş bağımlısı var ve onu öldürmek bizim elimizde
kesinlikle öyle
Diderot etkisi çok bilgim olan bir konu değil ama ilgimi çekti hemen araştıracağım…
kesinlikle günümüzle bağdaştıracaksınız.
Diderot etkisi ve tüketim çılgınlığı bu etki altında olğunu bilmeyen belki milyonlarca insan var
kesinlikle!
evet güzel bir çılgınlık tabi kime göre pazar sahiplerine çok güzel bir örnek olmuş teşekkür ederiz.
çok teşekkürler.